Wednesday 11 January 2017

Sabun Sorunsalı

Toplumun bir kesimi olarak doğala, eskiye ve katkısıza dönüş için seferberlik ilan ettik. Bu kapsamda kullanılan duş jeli ve sıvı el sabunlarımızın da bulaşık ve çamaşır deterjanlarından herhangi bir farkı kalmadığını algımızı bu yöne yönlendirdikten sonra anladık maalesef. İşe sıvı sabunlarımızdan başlayalım. Şunu söyleyebilirim ki ben tercihimi direk katı sabundan yana yaptım. Suyla elinizdeki tozu ve ölü deriyi temizleyebilirsiniz ancak ötesi için sabun devreye giriyor. Yağlı tabakayı sökmek için de ciddi anlamda zararlı kimyasallar kullanılıyor. (Orn: Triklosan) Bu maddeler cildimizdeki faydalı bakterileri de yok ederek cildin kendine özgü yapısını bozuyor. Sıvı sabunlarda güzelce bir köpürmesi için bol miktar Sodium Laureth Sülfate (SLS)  kullanıldığı aşikar zaten. Bakınız içerik listesinde 1,2 veya en iyi ihtimalle 3. sırada okuyunuz kendisini.

Alacağımız sabunun doğal ve temiz içerikli olduğunu maalesef ki reklamından veya ürünün üzerindeki adından ve etiketinden anlayamıyoruz. Bunu anlayabileceğimiz tek yer ürünün (kuvvetle muhtemel) arka kısmında yer alan içerik etiketi. Marketlerden, dermokozmetik mağazalardan bu alışverişi yapıyorsanız, defne veya zeytinyağı sabunu güzel tercihler olabilir. İçerik listesinde su, doğal yağlar (hindistan cevizi yağı, karite yağı, zeytinyağı, defne yağı, nemlendirme özelliği için gliserin, sabun tozu (NaOH), tuz (NaCİ) bizim okuduğumuzda anlayacağımız ifadeler olacak. İçerik listesi okuma yazımda detaylandırdığım maddelerden kaçınmaya çalışacağız. Katı sabunlardaki sabun yağının (var ise) bitkisel kaynaklı olmasını tercih edeceğiz, hayvansal kaynaklı olanları domuz türevi olabileceği oldukça yaygın şekilde dillendiriliyor. Katı sabunun PH i yüksek olduğundan kuvvetle muhtemel ellerimizi bir miktar kurutacaktır. Yaklaşık PH 9 gibi bir orandan su ile arındırıldığında geriye kalan PH 7-7.5 ellerinize etki eden kısım olacak. PH i 5.5 olarak üretilmiş katı sabunları da satışta görüyoruz ama bu ayarlamayı yapmak için de farklı zararlı kimyasallar kullandıkları ortada. 

Bu tarz bi alışveriş yaparken Sağlık Bakanlığı vs onayı aramak da çok anlamlı değil, çünkü kanunen minimum gereklilikleri karşılayan marka direk "Sağlık Bakanlığı onaylıdır" diye sanki ürünü dünyanın en sağlıklı ürünüymüş gibi reklamını yapabiliyor. İçeriğinde en az %10 organik madde olan ürün etiketine <organik> yazabilmeye hak kazanıyor. Ecocert ve benzeri standartlarda bu detaylar belirtiliyor. Ürün içeriğinde doğal yazıyor olması içeriğin tamamının doğal maddelerden oluştuğu anlamına gelmiyor kısaca. Faydali kimyasallar, asitler var biliyorsunuz ki ancak tabiki sabunlarda bu tarz yararlı kimyevi içerikler kullanılmıyor. Maliyet yükseldiğinde hepimiz rafın önünden hızlıca yürüyüp gideceğiz çünkü. Nihayetinde o bir sabun! 

Bir başka nokta da katı sabunun hijyenik olmadığı sorunsalı. Mecbur kaldığımız durumlarda, restaurant, avm gibi yerlerde sıvı sabun kullansak da ev halkından katı sabun konusunda bir zarar göreceğimiz konusu da pek aklıma yatmıyor doğrusu. Zaten sabun kendini yenileyen bir şey, dışarıda mecbur kalsam da evimde saf ve temiz bir sabun kullanmak içimi rahatlatıyor açıkçası.
Bir sabun için de başımızı ağrıttın diyenlere şu yanıtı vermek istiyorum. Belki şampuanı, deodorant ve kremleri günaşırı kullandığımız oluyordur ancak sabun ki tene günde onlarca defaya varan miktarlarda temas ediyor. Şimdi saçımıza sürdüğümüz şampuandan daha büyük bir özenle sabun seçmemiz gerektiğine ortak bir şekilde kanaat getirebiliriz sanıyorum ki.

Ben şahsım adına bu konuyu şu şekilde nihayete erdirdim: market ürünleri ile aman da hangi içerik vardı, ya da üretimden mi kalktı, kötünün iyisiydi onu aldım bunu almadım diyeceğime döndüm yüzümü Hatay a. El yapımı, köpüren ürünlerden uzak duran kişilere hitap edebilecek, 3-4 içerik ile üretilen, defne yağı, kül suyu, saf su, vb gibi kısa öz ve temiz bir liste ile misler gibi kokan ve kilo usulü satılan sabunlardan alıyorum ikişer kilo. Hem duş jeli yerine hem de lavaboda el yıkamak için iç huzurla kullanabilirsiniz. Bir miktar kurutur mu teni? belki kurutabilir ,(bu sorunu ben yaşamadım çünkü duş sonrası yağ kullanıyoruz)

Bu yazıyı anne- babalarımıza veya bir önceki jenerasyondan birine okusak bize söyleyecekleri tek şey: “demek sözüme geldin evladım” olurdu sanırım. Onlar herşeyin en iyisini bilir de, bizim anlamamız için zaman gerekmiş meğerse..

Sevgiler
Balbakım

Sunday 20 December 2015

Venöz (Toplardamar) Yetmezlik , Varis

Uzun bir aradan sonra her kadının bilinçli olması gerektiğine inandığım ve kendim de hakkında geç bilgi sahibi olduğum ancak olduktan sonra da derinlemesine araştırdığım bir konuyu paylaşmak istiyorum. Doktor değilim fakat herkes önce kendi kendinin doktoru olmalıdır sözüne şiddetle katılıyorum. Bunu kulaktan dolma ve şehir efsanesi söylentileri takip ederek değil, ne, neden, nasıl sorularını surekli sorarak ve dayanakları ile öğrenerek yapabiliriz.
Gorsel: Family health online
Her sağlıklı kadın potansiyel bir venoz yetmezlik hastası. Venoz yetmezlik kalbe doğru yönde kirli kan pompalanması gereken toplar damarlarda ters yönlü akış ile ortaya çıkan bir rahatsızlık. Ve sonucunda size varis sorununu hediye ediyor. Damarlarda oluşan deformasyonun ilerlemesi ile birlikte varisler bacaklarınızda dışardan görülebilen hale geliyor. Ancak bu son asama, Kadınlarda yaygın olarak görülen bu rahatsızlık için en büyük sebep genetik yatkınlık. Annenizde, teyzenizde ve diğer aile bireylerinde varis mevcut ise sizin de potansiyeliniz yüksek demektir. 

Çok fazla veya az süreler ile ayakta kalma gibi tetikleyici unsurlar da mevcut. Bu demek oluyor ki fazlaca ayakta kalmak, uzun yolculuklar yapmak ya da sürekli oturarak çalışmak kan akışını ciddi olarak etkileyen durumlar ve varis rahatsızlığına büyük davetiye çıkarıyor. Varis lokal bir bölge hastalığı değildir. Dolaşım sisteminin görevini tam olarak yerine getiremeyişinin bir sonucudur. Kasık ve ayak bileği arasındaki bölge varisin konumlanabildiği bölgedir.

Kendimizi nasıl dinleyebiliriz? 
Ayak bileklerinizde yorgunluğa bağlı şişkinliğin sıkça olup olmadığını gözlemleyiniz.
Günde kaç saatinizi oturarak ve ayakta geçirdiğinizin hesabını yapınız.
Aile bireylerinde varis rahatsızlığı olan başta anneniz olmak üzere kimse var mı şöyle bir küçük araştırma yapabilirsiniz. 
Ayak bileklerinizin iç  kısmında kılcal damarlarınızın görünür halde olup olmadığına bakın, düzenli olarak bu durumu izleyin, Paranoya hali değil sadece tedbirli ve bilinçli olmak bence bu.
Ayak altlarında yanma, şişkinlik, karıncalanma, uyuşma mevcut mu?

           Gorsel: cvtc.net , Comprehensive Vein Treatment Center, New Jersey           
Alabileceğimiz küçük önlemler neler?
Kendinizi dinledikten sonra neye ihtiyacınız olduğunu siz herkesten iyi tespit edebileceksiniz. Çok ayakta kalıyorsanız aksamları bacaklarınızı en az 30-45 derece acılar ile yukarı kaldırarak en az 15dk fakat mümkünse daha uzun bir süre ile dinlendirmeye çalışın.
Gün içinde çok fazla oturuyor veya uzun bir süreyi ise varabilmek için araçta geçiriyor iseniz ayak bileklerinizi her aklınıza geldiğinde ileri geri hareketler ile çevirin.
Herkesin hayatının kendine göre zorlukları mevcut ancak kendi iyiliginiz için yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. 30 dk gibi günlük hedefler koyabilirsiniz. Haftasonu kolaylıkla gerçekleştirebileceğiz bu hedefi hafta içi küçük oyunlarla mutlaka yerine getirmeye çalışın. Uzaktaki fotokopi makinesine yürüyün, Otobüsten 1 durak önce inin, markete araba yerine yürüyerek gidin, öğlen çıkıp 15 dk yürüyün gibi..
Sıcak veya ılık su ile dusunuzu aldığınızda çıkmadan evvel mutlaka bacaklarınıza soğuk su ile tabiri caizse şok yapın. Sabunlayarak yukarı yönlü yani bilekten yukarı yönle ovalayacağınız bacaklarınızı soğuk su ile de durulayarak kan akışına yardımcı olabilirsiniz
Kuru vücut fırçalama yapıyor iseniz bu işlemde yönünüz bilekten kasıga doğru olsun, Kesinlikle aksi değil.
E vitamin yönünden zengin besinleri tercih ederek toplar damarlarınızı kuvvetlendirebilirsiniz. Lifli gıdalar tüketmek ve kafeinden uzak durmak konuları da önem taşıyor.
Gorsel: Howtogetridofvaricoseveins.org
Bu yönde ağrılarınız ve görunen deformasyonlar mevcut ise mutlaka kalp ve damar cerrahisi bölümüne gidip hekiminize görünün, gerekli doppler ve benzeri testlerinizi yaptırın. Evet kendi kendimizin bilinçli olmak ve tedbirli olmak noktasında doktoru olabiliriz ancak yolunda gitmeyen birşeyler sezinlediğimiz anda burada kendi işimiz bitiyor ve sözü hekimlere bırakmak gerekiyor. İhmal etmeyin. Durumu ilerleyen hastalar için ameliyat önerilen venoz yetmezlikte tek sıkıntınız görsellik ise lazer yöntemlerle bu görüntüden kurtulmanıza yardımcı olunabiliyor.Hacamat ve sülük tedavisi yapan merkezler ve buna ek olarak kocakarılar da mevcut ancak siz tercihinizi hekimlerden yana kullanın derim ben :)

Sevgiler,

Sunday 8 February 2015

AHA nedir? AHA’lı Ürünler ile Cilt Lekelerinden ve Yaşlanma Izlerinden Kurtulmak

AHA nedir? Acilimi Alfa Hidroksi Asitleri (AHA) olup aslen kendileri meyve asitleridir.
Asit mi ?? Asit deyince hemen ‘Aman Allahim!’, ‘Nasil yanii?’, ‘OMG!’, ‘Jesus Christ!’ (tamam abartiyorum:))  tepkileri verebilirsiniz ancak bi an sakin olalim ve her asidin yakici zarar verici manaya geldigi sanini kenara birakip, yedigimiz ictigimiz seylerin icerisinde de asit bulundugunu ve cilt icin faydali olan asitlerin varligini bilelim. En basitinden limonun asidik ozelligini duymusuzdur.
Ne icin Kullanilir?  AHA’li urun kullaniminda derinin ust tabakasini nazikce soyup alttan taze lekesiz ve yenilenmis canli cildin belirmesini saglamak temel amac. Gozeneklerin temizlenmesi, cildin aydinlanmasi ve akne gorunumunun azalmasi da elde edilmesi amaclanan diger sonuclardan. AHA’lari yaşlanan cildin kendini onarmasına yardımcı maddeler olarak ve ayrica leke ve izlerden kurtulmak icin kozmetik urunlerin kimisinin icerisinde kullanildigini gorebilirsiniz. Alfa hidroksi asitlerinin (AHA) tek gorevi cildi soyuyor olmak degil. Cildin elastikiyetini artirmak ve kolajen uretimini tetikleyip doku kalitesini artirmayi da gorev biliyor AHA’lar.
Dogru mu anladim? Yani burdan anlamam gereken, ben yaslandikca gardi dusen ve elastikiyet kabiliyeti azalan cildimin kolajen uretimi ve elastikiyet artirimi icin AHA’lardan faydalanabilecegidir oyle mi? Evet sevgili okur, buraya kadar cok iyi anlamissin :)
Sayisal degerler ne anlama geliyor? AHA’li urunlerin uzerinde genelde yuzdelik oran gorursunuz. %2, %10 gibi..Bu oranlar AHA’nin ne kadar konsantre oldugunu ve anladiginiz uzere soyucu etkisinin ne kadar fazla oldugunu gosteriyor. Durust olmak gerekirse ben %2 den fazlasina ihtiyacim oldugunu dusunmedigim icin ve cildimde kuvvetli bir soyulma istemedigim icin fazla yuzde icerenini hic kullanmadim. %2 benim icin ideal, hala bu sekilde devam ediyorum.. Zaten bu konularda dikkatli, daha dogrusu pimpirikliyimdir :)
Kullanimi: %2 kadar konsantre olan AHA’li urunu cildinize duzenli kullanimda soyulma durumu ancak 1 hafta 10 gunde hafif pullanma seklinde kendini gosteriyor. Bunu hissettigimizde bir peeling veya yumusak bir kese yardimiyla bu pullardan kurtulup nemlendirici uygulamak gerekiyor. Ve gunes koruyucumuzu da hem hassasiyet ihtimaline karsi hem de aslinda 4 mevsim kullanilmasi gerektiginden yeni lekeler sahibi olmamak icin mutlaka kullaniyor olmamiz lazim.. Yazdan ziyade AHA’larin kisin kullanilmasi cok cok daha dogru olacaktir.
Demedi demeyin, kullanim esnasinda hafif bir yanma batma hissi olabilir. Bu bir hassasiyet veya alerjen etkisi degilmis. Bilginiz olsun, korkmayin. Hemen geciyor.. Zaten ilk alisma evrelerini atlattiginizda ilerleyen sureclerde bu hissiyat olusmuyor.
Ben ne dusunuyorum? Ahali urunlerin ciddi cilt soyma islemlerinden farki var. Gercek anlamda cilt soyma islemi benim basvurmayi tercih ettigim veya ihtiyac duydugum bir yontem olmadi. Kimyasal peeling veya guclu diger soyma islemlerini yaptirmak isteyen var ise de kesinlikle soyucu urunlerin evde kullanilmasi taraftari degilim ben. Cunku bu noktada dikkat edilmesi gereken cok sey var. Soyma sonrasinda duzenli ve sik sik gunes koruyucu ve nemlendirici kullanimi gerekiyor. Tum bunlarin belli bir rutin ve dozajla yapilmasi gerekiyor. Bu soyma islemlerinden sonra savunmasiz olarak alttan cikan taze cilt gunesle temas ettiginde lekelenmeler inanamayacaginiz kadar hizli ortaya cikiyor..Velhasili kelam evde bu tarz urunler denemedim. Kimyasal peelingin evde yapilmasi da bana hem korkutucu hem sacma gelmistir. Klinikte de yaptirmayi dusunmem, tabi orasi benim titizligim. Yaptiranlara da hicbir sekilde sozum olamaz. Zaten cok fazla bilgi sahibi degilim henuz kimyasal peeling konusunda ama uzatmayayim bu kismi daha fazla.. 
Ozetle bu siraladigim sebeplerden kendim evde %2 AHA’li urun kullanmayi yeterli buluyorum.
Ben ne kullaniyorum? Ben Cyrene markasina ait %2 AHA urununu kullaniyorum. Internet sitesinden online olarak satin almistim. Memnunum ve suan degistirmeyi dusunmuyorum, henuz elimdeki urun bitmedi. Sonrasinda ne dusunurum su an bilemiyorum..
Ekleme: Artık DCL markasının %8 Aha Revitalizing Cream isimli ürününü kullanıyorum ve inanılmaz memnunum. Hem AHA hem de glikolik asit içeriyor. (25.01.2017) Yüksek oranlı ürün kullanmadan önce cildi alıştırmak gerektiğinden %2 ile başlamak makul.
Basini taslara vurmalar.. Sulfat ve silikonla gozeneklerinizi tikayan, icinde minik sedefler ile surdugunuzde cildinizi isil isil gosterip sizi placebo etkisiyle uzun vadede hicbir ise yaramamakla birlikte aptal yerine koyan kremlere dokulen paralara son vermek gerekiyor. Benim de bunlari ogrenmem cok uzun zaman aldi. Uzun zamanda edindigim bilgileri bi nefeste yaziya dokuyorumki, bu konuda bilgiye ihtiyaci olan kisi ciddi anlamda faydalanabilsin. Kendim denemeyip, deneyimlemeyip bilgi verdigim veya bahsettigim bir konu bulunmuyor. Bir uzman da olmadigim icin sadece kendi bilgi ve arastirmalarimla urun deneyimlerimlerimi harmanlayip nacizane size aktarmaya calisiyorum..
Uyari! Bir noktaya daha tekrar dikkat cekmem lazimki, AHA’li urunu disari cikmadan hemen once degil aksamlari kullanmak cok daha dogru olacaktir.
Lutfen! Okuyun arastirin, sorun sorusturun. Bu bahsettigim konuyu daha once hic duymadiysaniz AHA’li urun satisa sunan firmalarin danismanlik hatlarini arayip bilgi alin. Benim veya herhangi baska bir bloggerin her soyledigini kesinlikle yapmayin. Tek bir bedenimiz, cildimiz var. O yuzden bilincli olun, okuyun sorun ogrenin. Yuzunuzde muhim miktarda sivilce veya baska sorunlar varsa kesinlikle duydugunuz urunleri kendi kafaniza gore kullanmayin.
Sonuc.. 2 ay kadar duzenli kullanimla ciltte bir yenilenme ve aydinlanma elde ettim ben. 

Umarim faydali bir yazi olmustur. Deneyimlerinizi ve bu yazim hakkindaki yorumlarinizi da lutfen benimle paylasin

Sevgiler,
Balbakim

Wednesday 21 January 2015

Sosyal Medya'da Kozmetik Terimleri

Bu yazinin konusu bir cesit empati. Hangi konuda diyeceksiniz, dusunuyorum da blog okuyucusu olarak bilmedigim terimlerin guzellik bloglarinda ve Instagram hesaplarinda bol miktar kullaniliyor olmasi beni de rahatsiz edebilir miydi?

Guzellik ve bakimla ilgili birseyler ogrenmek veya okumak icin internet kanaliyla bloglari ve/veya instagram hesaplarini takip ediyor fakat sadece Turkce biliyorum diyelim, Araya yabanci kelimeler serpistirilmis. Dil bilip bilmemem hic farketmez, Turkce bloglarda ikamesi bulunmak icin hic ugrasilmadan kullanilan ingilizce kelimelerden rahatsiz oluyor olabilirdim. Deyim niteligindeki soz gruplarini sozluk de kullansam anlayamamis olabilirdim. Farkli bir dunyadan sarkilar calan bu Instagram hesaplarini, bloglari takip etmek istemiyor olabilirdim. Sayilanlarin hicbiri degilse bile simdi bu en moda kozmetik terimlerinin anlamlarini okumaktan zevk duyacagim da diyebilirsiniz:)

Bunu zaman zaman ben de yapiyor isem bu yazida da affimi istiyor ve nacizane faydali olmasi icin aklima gelenlerden olusan bi listeyi siraliyorum:

*Hit the pan : Düzenli kullanimla kozmetik ürününün kabının dibini gorülebileceği kadar tüketilmesi durumu. Far paletinde paletin dibinin gorunmesi, kavanozdaki urunun kullanilip kabin gorunmesi gibi..

*Wishlist : dilek listesi (almak istenilen urunlerin listesi tutulup hayali kurulan ve hayata gecirilen alisverisin saadet zinciri :) çok gülerim hep gülerim buna. Vişlistimdeki urunler sunlar vs vs:p 

*Project pan: Kozmetik alışverişinde ipin ucunu kaçırdığınızı anlayıp bir sure bu anlamda alışveriş yapmama ve elindeki ürünleri bitirme kararı alma durumudur. Kisi project pan yaparak bir sure kozmetik almayarak ornegin o ay 100 TL kenara ayirip bu parayi birine bir fayda saglamak uzere kullanacagini planlayabilir desekkk ( var var boyleleri :)


*High end : Yuksek fiyatli kozmetik urunlere verilen isimdir. Ust tabaka insanlara (bu siniflamadan bahseden ben degilim, firmalar.) hitap ettigini dusunen firmalardir. Chanel, Christian Dior gibi..

*Drugstore : Esas anlami eczanevari magazalar olmakla birlikte Turkiye’deki karsigili ‘high end’ urunlerin alternatifi olabilecek daha uygun fiyatli markalarin satildigi yerler. Gratis, Watsons, Rossmann gibi.. Drugstore markalari da: Max Factor, Loreal gibi..

*Vegan: Hicbir hayvansal gidaya ve urune yaklasmayan kisilerdir. Veganlik vejetaryanligin bir ust mertebesi kabul edilip, hayvanlarin etinin yemek veya hayvanlarin ve hayvan urunlerinin ticarete konu edilmesini yanlis bulurlar. Orn: Vegan oldugum icin hayvan testleri yapan urun almiyorum, keci sutlu losyon almiyorum vb ifadeler duyabilirsiniz..

*Dupe: Alternatif anlaminda kullanilir. Benzer bir beklentiyi daha uygun fiyata karsilayabilecek urune ‘dupe’ deniyor. Orneklemek gerekir ise; Mac bir ruja Wet n Wild marka bir rujun alternatif olarak gosterilmesi Wet n Wild urunun ‘dupe’ olarak ifade edilmesi durumudur.

Aklima gelenler bunlar suan. Kimse de kozmetik gurusu olarak dogmadi degil mi?  :)

Sevgiler,
Balbakim

Friday 16 January 2015

Kil Maskesi Nedir, Ne Değildir?

Kil dogada bulunan granitin yavasca asinmasindan elde edilen, cok ucuz ve ayrica hem aktarlarda hem de dogal urunler satan yerlerde kolaylikla bulabileceginiz bir madde.

Kilin cildin derinlerinden yag ve kirleri sokup alabilme kabiliyeti var. Yesil kil ve beyaz kil olmak uzere cesitleri satiliyor. Beyaz kil her cilt tipi icin uygun olmakla birlikte yesil kil daha etkili bir yapiya sahip oldugundan ve suyu tutma ozelligi baska bir deyisle ciltteki nemi emip kurutma egiliminden dolayi da kuru ciltlerin kacinmasi gereken kil cesidi olarak tanimlanabilir.

 
(Photo from sublime-beauty.net )

Cildim guzellessin istiyorsaniz kilin kullanabileceginiz en iyi maddeler listesinde yukarilarda biyerlerde yer aldigini biliyor olmaniz lazim. Tek basina su ile karistirilip maske olarak kullanilabilmesinin yaninda evde maske yapiminda yaglar ve farkli baska malzemelerle de kullanilabilecegi soyleniyor. Bu noktada belirtmem gereken birsey var. Kilin evde maske yapimi asamasinda gul suyu, adacayi, limon suyu, sirke, sut ve yaglarla karistirilabilecegi internet doktorlarinin (!) verdigi bilgilerden. Ancak bunlari kendim uygulamayi denemedim ve denemeyi de dusunmuyorum. Asidik ozelligi olan limon suyu bikere her aklimiza gelen maskeye karistirilabilecek bisey degil, neyle tepkimeye girip girmeyecegini bilmek gerekiyor. Gul suyuna sozum yok ancak adacayinin da bildigim kadariyla hormonal etkileri var. DIY (do it yourself) denen evde uygulamasi ve yapilmasi mumkun maske ve bakimlar konusunda kesinlikle cok dikkatli olmak gerekiyor. DIY uygulamalarinda neleri yapmayacagimizi ve kozmetik alisverislerinde de neleri satin almayacagimizi bildigimiz takdirde hersey cok kolay!

Yuzumuze rutin halinde temizlik urunlerimizi kullanmiyorsak haftada bir yapilan kil maskesinden tek basina medet ummamak gerekiyor. Ancak duzenli bir sekilde cildimize temizlik ve bakim yapiyorsak haftada bir yapilan kil maskesi ile de cildimiz sahlanabiliyor :)

Aynen sac bakiminda oldugu gibi kurutucu icerikli urunlerin uygulanmasi sonucu cilt de sac gibi kendi dogal yag dengesini  (sebum) yakalayabilmek icin yag salgilamayi artiriyor. Yani cildim cok yagli diyip haftada bir yapilmasi gereken kil maskesini her gun veya gun asiri yapan kisiler aslinda ciltlerinin yag dengesini altust etmek icin davetiyeyi kendileri hazirliyor.

Faydalari:
  • Cildi matlastirici ozelligi sayesinde duru bir gorunum elde etmenizi sagliyor.
  • Duzenli kullanimda gozenek, siyah nokta gibi sorunlarin asilmasina on saflarda destek veriyor.
  • Sicak dusun ardindan yuze verilen buhar ile gozeneklerin acilmasinin hemen sonrasinda uygulanmasi halinde siyah nokta temizliginde cok ise yariyor.
  • Olu derinin ciltten atilmasi icin de yardimci.
  • Cildi sikistirdigindan sarkma ve yaslanma karsiti bir guzellik malzemesi. Boyun bolgesi icin de rahatlikla kullanilabiliyor. Maskeyi vucudun diger bolgelerine guzellik merkezi ve hamamlarda yaptiran kisiler de duyuyorum ancak ben boyle bisey denemedim.
  • Cildi temizlemek ve toksinlerden kurtulmak icin kil maskesi birebir.
Uygulama: Goz cevresinin genis bicimde olmak uzere dudaklar ile birlikte uygulama disi birakilmasi gerekiyor. Maskeyi (benim cildim karma oldugundan mutevellit) T bolgeme ince bir katman surup max.10 dk bekledikten sonra yikiyorum. Kil maskeleri uzun bekletildigi takdirde yuzde fazlaca gerginlik, hassasiyet, kuruma, kizarma ve batma olabiliyor.

Uygulama Sonrasi: Kil maskesi sonrasi maskeyle temizlenen gozeneklerin toparlanmasi icin rutin uygulama tonik kullanimidir. Kullanacaginiz bu tonik alkol icermiyor olsun lutfen. Cildin maske yapilmis, olu derisinden arinmis, hassas bir aninda alkolle muhatap olmasi icimi parcaliyor:) Ben maske yaptigim zamanlar tonik yerine buz kaliplarinda dondurdugum maden suyundan kucuk bi parcayi alip butun yuzume gezdiriyorum. Azicik usuyup tabi hafif de bi kizariyoruz :) ama yazin daha kolay ve ferahlatici bu uygulamayi yapmak. Buzun etkisiyle dirilesen cilt maden suyunun etkisiyle de gozeneklerini toparliyor. Bayiliyorum bu uygulamaya, Denemeyen kesinlikle denemeli! Sonraki asama nemlendirici tabiki hepimizin bildigi uzere.

Olumsuz etkileriyle karsilasmamak icin ben cimento tozunun bile kil diye yutturulabildigi bir zamanda cesaret edip acik kil alamiyorum artik. Hazir kil maskelerinin de hijyenik olmadigi soyleniyor (acip kapatip aylarca kullanmak acisindan). Ancak ben icerigini mutlaka okumak kaydiyla yine de hazir maskeyi  mantikli buluyorum. Tercih size kalmis. Iceriginde kimyasal madde, parfum, paraben, koruyucular, petrol kaynakli madde iceren kil maskelerini kesinlikle tercih etmemeliyiz dememe bilmiyorum gerek var mi :)

Yine organik urun arastirmalari turuna ciktigim bir gunde bir Avm’de magazanin rafinda bir kil maskesi gordum. Ambalaji biraz uyduruk gorundu gozume. Yerli mali yurdun mali bu urun Istanbul’da uretiliyormus. Beyaz plastik ve super basit bir kutu. Uzerinde Arapca yazilar filan yaziyor Turkce ve Ingilizcenin yaninda. Hic guvenilir bi imaj birakmadi bende. Kaliplasmis on yargilar, empoze dusunceler, stereotype durtuler elbirligi ile ‘bu urunu almaaa alma’ diyordu bana. Ne ayip! Bol miktar para dokup, zararli kimyasallari yuzune surmeyince rahat etmiyor tabi modern zamanlar kadini.

Zaten almiycam da eh hadi bi bakiyim iceriginde ne var, sonucta ‘surete degil aslina bakmam lazim’ dedim. Ambalaji yan cevirmemle birlikte gorulen etiket sunu soyluyor:
Icindekiler: Melisa yagi (Melissa oil) , Havuc yagi (Carrot oil), Kayisi yagi (Apricot oil), Limon yagi (Lemon oil), Papatya yagi (Chamomile oil), Defne ozsuyu  (Laurel essence) ve Kil (Clay).

Kalbim! :) Tam da bana gore bisey gibi duruyor bu. Hemen aldim tabii :)

Piyasada birsuru markanin organik kil maskesi var ama suan elimdeki urunden (merak edenler icin: Isik Baharat) memnun oldugum ve henuz icerisinde bir miktar maske bulundugu icin yakin zamanda yeni bir maske almayacagim gibi. Elimdeki urun biter bitmez de Moshos Garden Amber&Kil maskesini alip deneyecegim.

Son olarak benim unuttugum ve sizin paylasmak istediginiz birsey varsa lutfen yorum olarak ekleyin.

Sevgiler,
Balbakim


Wednesday 14 January 2015

Saç Rengi Hakkında Toplum Öğretileri ve Yanlışlar Üzerine

Sac konusunda yine kendi bildigim, kendi inandiklarimdan bi kuple sizinle paylasmak uzere bu yaziyi hazirladim. Bu tarz yazilarin devami olup olmayacagi alacagim geri donuslere bagli olarak degisecek. Bakis acilari, dunya gorusleri turlu turlu, bicim bicim. Bu yuzden kimse ile ayni fikirde olmayi beklemiyorum ama nacizane benim yorumlarim asagidaki sekilde…

Sacimizda kesinlikle moda kavramindan bagimsiz olarak dusunup ten renginize ve yuzunuze yakisan rengi kullanmamiz gerektigini dusunuyorum. Uzun yillar hevesle sacini kizildan kahveye, balkopugu balyajdan rofleye degisik sekillerde boyatmis ve sonunda bunun kendi kendimize eziyet oldugunu cok gec farketmis biri olarak soyleyebilirim ki, en guzel sac rengi Yaradan'in bize uygun gordugu renk. Artik  kendi dogal sac rengimi kullaniyorum ve hic olmadigim kadar memnunum. Cunku ne kafamizda yarattigimiz renk tonunu yakalayabilecek bir kuafor bulabiliyoruz, ne de o dizide gordugumuz oyuncunun sac rengi onun kadar bize de yakisiyor.

Sari veya buna denk acik renk sac insani daha guzel, daha modern gosterir dusuncesi tamamiyle empoze bir dusuncedir. Yani guzelim saclarini acik renge boyadiginda daha guzel olacagini dusunen kisilere bu noktada kiziyorum. Bu bana gore turk toplumunun genel olarak kahve-siyah renk pigmentli sac sahibi olmasindan kaynakli olarak ve –insan kendinde olmayani ister- yetmezliginden ortaya cikmis bir bakis acisidir. Turk erkeginin sari sac hayranligi da ayni durtuyle meydanlarda boy gostermektedir. Bunlar bize icinde bulundugumuz toplumun ogretileridir. Yutdisina cikmis ve sari irka sahip ulkelerde bulunmus koyu sac sahibi bayan okuyucular suan iclerinden oralarda aldiklari iltifatlari ve hayranlik ifadelerini sag bastan sayiyorlar eminim.


                                              Hair styling tool (clipped to polyvore.com)

Boya yaptirmak bir maliyet. Iyi bir kuaforde yaptirmak daha buyuk maliyet. Acik renk sacin yuzu donuk gostermesi sebebiyle makyaj yapmak zorunda hissetmek ayri bir dert. Dip boyasi gelen sacla gezmek cok itici ve surekli dip boyasi yaptirmak da baska bir maliyet. Boyasiz sacin yumusakligini ve parlakligini boyali bir sacta gormek cok zor. Magazin dergilerinin, televizyonlarin ve guzellik bloglarinin renk renk desen desen :) sec begen tarzi ozendirmelerinden etkilenip sacini boyatan ve sonrasinda boyayla, sac rengi actirmayla gelen yipranmayi, kurulugu, catallasmayi telafi etmek icin renk koruma, kuruluk giderici, kirik onleyici bakim urunleri derya-denizinde bogulan kadinlariz. Boya sebebiyle olmasa da daha parlak, daha az kirikli olmasi icin yapilan temiz icerikli hazir bakimlar ve kendi uyguladigim organik bakimlar ise benim ozel zevkim :)

Simdi ben burda sacinizi asla boyatmayin diye davullar calmiyorum yanlis anlasilmasin. Yalnizca bi durup dusunmek, gaza gelmemek, kadinlara karsi kullanilan pazarlama carkinin kolay bir musterisi olmamak ve sagligini, dogalligini dusunmek durumunda olmak sebebiyle ozenli ve bilincli hareket etmek lazim gelir diyorum. 'Aman canim bunun da ici gecmis' diyenlere de bir not: daha cok yaslanmadim, 30 biraz ilerde gorunuyor :)
Ha bu arada dogustan havuc kizili saclara sahip olanlari ise kucuk kucuk isirarak yemek istiyoruuuumm :)

Beyaz saclarindan muzdarip olup sac boyatmak zorunda olan kadinlarin buraya kadar soylediklerimin disinda tutulmasi gerekiyor. Kisinin kendini yasli veya ozensiz hissediyor olmasindan ileri gelen bir sebeple sacini boyatiyor olmasina asla sozum olamaz. Hani yogun beyazlarim cikmayip dagilimi normal olabilirse isik gibi duran beyazli saclarimla gezecegime de -kafama saksi dusmezse- inaniyorum :)

Sacinin bir teli kirilsa kendine dert eden guzel kadinlara, duygulu kadinlara ‘Sevgiler’,
Balbakim

Monday 12 January 2015

No-Poo Method! (Şampuansız Saç Yıkama)

Konu sampuansiz sac yikama. Igrennnc diye gecirmeyiniz aklinizdan. Once bi konusalim anlasalim :) Siz de banyo malzemelerine bagimli yasadiginizi dusunuyorsaniz, sise sise kimyasallari kafanizdan bosalttiginizi dusundukce icinizden buna bi son vermek geliyor ise umarim bu yazi size bazi konularda fikir verebilir..

Ilk olarak, ‘Poo’dan kasit ‘Shampoo’.
No-Poo kelime anlami olarak sampuansiz sac yikama anlamina geliyor. Amerika ve Kanada’nin ardindan  Avrupa ulkelerinde bir firtina gibi esen bilincli insanlarin bu saglik tabanli akimina ‘No-Poo Method’ ismi verilmis.

18.yy ile birlikte ilk sentetik sampuanlar dunyada kullanima sunulmus. Ancak sampuan ve turevleri konusunda ilk huzursuzlanmalar yine sampuani ilk olarak hayatina kabul eden ulkede bas gostermis. Dogru bildiniz, Amerika Birlesik Devletleri.

No-Poo yontemi hayata katilarak amaclanan sampuanin sacin ihtiyaci olan dogal yaglari (sebum) sac derisinden sokup atmasiyla, sac derisinin savunma mekanizmasi reaksiyonuyla daha fazla yag salgilamasi ve sacin kendi rutin yapisinin bozulmasi durumunu sonlandirmak ve sacin kendi dogal dongusunu yakalamak amaciyla sampuan, sac kremi ve turevleri olan banyo sac bakim urunlerinin tamaminin terk edilmesidir

No-Poo hakkinda gecen sene bilgi ararken yabanci bir blogda birsey okumustum; tam olmasa da yaklasik olarak su tarz bisey soyluyordu: No-Poo'nun ilk gunu sacinizi yine sampuanla yikayin. Diyceksiniz ki e hani sampuan kullanmiyorduk? Kullanin cunku bu sampuanla ve sac kremleriyle vedalasma gununuz olacak. Yavas yavas veda sozcuklerinizi soyleyin, icinizi dokun cunku onlarla bi daha gorusemeyebilirsiniz.. :) Bu gun boyle bittigine gore challenge baslasin! Anlam ve hissiyat  olarak bu tarz biseydi :)

Simdi uygulama kismindan bahsedelim biraz. No-Poo Challenge sureciniz baslamadan once sampuanla sacinizi yikarken yikama gunlerinizin arasini acin. Bu ne demek, her gun sacinizi yikiyorsaniz 3 gunde bir yikamaya calisin. Sacinizi toplayip dus alabilir, sacinizi yikamadan dayanmaya calisabilirsiniz :) Bu sure zarfinda toplu olarak sac kullanmaniz rahat olabilir. Yikama gunlerinizde de en fazla 1 kez sacinizi sampuanlayip, sac kremi yerine de durulanmayan sac tarama kolaylastirici spreylerden kullanin. 2-3 hafta kadar surebilen bu sureci tamamladiysak No-Poo bizi bekliyor. 

Ihtiyacimiz olan materyaller su sekilde:
  • (Sampuan misali) Karbonat. Yurtdisinda baking soda dedigimiz mutfak karbonati da bu yontem icin kullaniliyor ama en dogru tercihin Ingiliz Karbonati oldugunu dusunuyorum. (Eczanelerde kolayca bulunabilir, 3-4 TL fiyatla temin edilebilir) Karbonatla sac yikama, sac derisinde egzama, kasinti, kepek, kafa derisi agrisi, pullanma gibi sorunlarin tamamini kokten sokup atabilen bir uygulama.
  • (Sac kremi misali) Elma sirkesi. En makbulu eger ulasabiliyorsaniz evde yapilmis olani ama benim boyle bir imkanim olmadi hic, marketlere basvurun elma sirkesi cok ucuz.
  • 2 adet 500 ML boyutlu plastik sasal su sisesi (bu isi gorecek baska bir materyaliniz var ise tabiki kullanilabilir)

Hadi Yikayalim:
  • Yukarida detayini verdigim siselerden birine 1 tatli kasigi ingiliz karbonatini dokup ilik suyla sisenin kalanini dolduruyorum, calkaliyorum, simdi karbonat eridi. Soguk suyla doldurursam ne olur? Karbonat erimeyebilir, sac derinizde tane tane kalabilir. Bir zarari olmaz ama neden kepekli gibi bi goruntu olsun degil mi? Ayrica soguk suyu dokunce dusta donma tehlikesi gecirebilirsiniz :) Neyse sonuc olarak karbonatim hazir..
  • Diger siseye 1cm’si dolacak kadar elma sirkesi doldurup sisenin kalanini yine ilik suyla dolduruyorum. Soguk su olur mu? Anlattikya canim bi ust paragraftaki mevzu iste :)
  • Sacimin tamamini once guzelce islattim, sonra sac diplerime karbonatli siseyi doktum. (Sac Dip-Le-Ri-Me) Guzelce masaj yaptim. E hani kopurmedi, temiz de olmadi ben anlamadim bunu..? :) Yok yok gayet normal, zaten kopurmeyecek bu temiz olmamis gibi hissettirmesin. Guzelce masaj yaptim sac derime, temiz olduguna hic inanmadim ama bakalim hayirlisi diyelim :)
  • Sacimi duruladim, karbonat sacimdan akti gitti, varligi da anlasilmamisti zaten. Uyari: gozunuze kacirmayin, cok yakar Sirkeli siseyi sacimda kulak hizasindan asagi kisma yani sac kremi uyguladigimiz bolgeye doktuk. 2 dk oyalandim vucut temizligi flan. Sirkeyle bekleyen sacimi da duruladim. Bu ne koku yahuuu !
  • Islem tamam. Banyodan cikip kurutulan sacta sirke kokusu kesinlikle kalmiyor. Ama yok ben takintili bi insanim diyen var ise 1 damla lavanta/menekse yagini avucunun icinde isitip butun sacina surebilir. Mis gibi misss 

Sapuani/sac kremini birakip, No-Poo method deneyimlemek isteyenler ve karsilasabilecekleri muhtemel durumlar icin de bikac sozum olacak.. (Akliniza takilan baska seyler var ise lutfen sorunuz, bildigim yerden cikarsa cevaplayayim, cikmazsa da birlikte arastiralim :) )

Karbonattan sonra elma sirkesi kullanmanin nedeni nedir? Karbonat bazik, elma sirkesi ise asidik ozellik gosterdiginden sac derisinin PH dengesinin 5.5 olabilmesi icin de karbonatla yikama isleminden sonra elma sirkesi kullanimi gerekiyormus.

Sadece Karbonatla yikayabilir miyim, sirke bana gore cok kotu kokuyor da..? Tabiki, yalniz ben bunu denedim ve saci tek basina hafif sertlestiriyor ve taramak da cok guc oluyor.

Karbonat yerine sampuanla yikayip (sampuan cok pratik) devaminda elma sirkesi kullanabilir miyim? Tabiki, ben bunu da denedim ancak No-Poo’nun amaci saca ve sac derisine kimyasal icerikli bir urun kullanmamak oldugundan, bu yaptigimiz No-Poo dan ziyade sadece saci parlatmak amacli sirke ile yumusatmak olmus oluyor.

Sabunla yikayip sirke ile durulayabilir miyim? Evet, bu ikili de No-Poo’nun amacina hizmet ediyor ancak sabunun sulfatsiz, el yapimi katkisiz zeytinyagi veya defne sabunu olmasi en iyi sonucu veriyor.

Sacim karbonatli su ile yikama ve elma sirkeli su ile durulamadan sonra normalden sert oldu. Neden? Karbonati fazla kacirmisizdir J Bol kepce kullanmayalim.

Sacim karbonatli su ile yikama ve elma sirkeli su ile durulamadan sonra normalden cabuk yaglandi ve agirlasip kafamiza yapisti. Neden? Sirkeyi fazla kacirmisizdir :) Daha az kullanarak deneyelim.

Peki insanlar neden bu akimin pesinden bu kadar tutkuyla suruklendiler ?
  • Sampuan icerikleri ve sagliga zararlari No-Poo tercih edilmesinin sebeplerinden en onemlisi. Ozellikle de market sampuanlarinin iceriginde bolca bulunan sulfate, dimethicone, parfum, paraben gibi irrite edici maddeler. Zaten sacimizi yumusattigini sandigimiz sampuan, krem, maske ve cilt icin de kremlerin iceriginde genelde dimethicone (silikon icerigi) kullaniliyormus.
  • Insanlari No-Poo Challenge’a iten sebeplerden bir digeri cevrecilik. Sampuan, krem, deterjan ve muadili kimyasallarin dogada uzun yillar cozunenememesi ve ekolojik dengeye verdigi zararlar insanlari rahatsiz edip bu kimyasallari hayatindan cikarmaya yonlendiriyor.
  • Ekonomik sebepler de banyo sac bakim urunlerinden kurtulmak konusunda kuvvetli bir celdirici konumunda. Burda sizden durup 30 saniye kadar bir hesap yapmanizi rica ediyorum. Sampuan + Sac bakim kremi + maske + banyo sac bakim urunlerinizin hizlica size ne kadara mal oldugunu dusunun.
No-Poo yonteminin anlam olarak derinine inmek isteyen olursa da:
- Once sac yikama araligini uzatmak, bu yikamalarda da sampuan kullanma miktarini azaltmak.
- Sonra karbonat & elma sirkesi ikilisiyle devam edip sacin dogal yag dengesini, dogal dalgalarini, dogal parlakligini geri kazanmak
- Uzunca bir sureden sonra da saci sadece su ile temizlenebilir hale getirmek (Saniyorum bu asamaya varamayiz biz :)

Simdilik aklima gelenler bunlar. Ben bu yontemi birkac ay denedim. Sacimin inanilmaz parlak oldugu, kendi dalgasini ortaya cikardigi ve sac diplerimin nefes aldigini hissettigim bu sureci cok uzun tutamadim. Tekrar baslamayi dusunuyorum..

Umarim No-Poo yontemini hic duymayanlara anlatabilmis, bu konuyu daha onceden bilenlere de kendi bildiklerimi nacizane aktarabilmisimdir. Faydali olmasi dilegiyle.. Goruslerinizi lutfen benimle paylasin.

Sevgiler
Balbakim