Wednesday 11 January 2017

Sabun Sorunsalı

Toplumun bir kesimi olarak doğala, eskiye ve katkısıza dönüş için seferberlik ilan ettik. Bu kapsamda kullanılan duş jeli ve sıvı el sabunlarımızın da bulaşık ve çamaşır deterjanlarından herhangi bir farkı kalmadığını algımızı bu yöne yönlendirdikten sonra anladık maalesef. İşe sıvı sabunlarımızdan başlayalım. Şunu söyleyebilirim ki ben tercihimi direk katı sabundan yana yaptım. Suyla elinizdeki tozu ve ölü deriyi temizleyebilirsiniz ancak ötesi için sabun devreye giriyor. Yağlı tabakayı sökmek için de ciddi anlamda zararlı kimyasallar kullanılıyor. (Orn: Triklosan) Bu maddeler cildimizdeki faydalı bakterileri de yok ederek cildin kendine özgü yapısını bozuyor. Sıvı sabunlarda güzelce bir köpürmesi için bol miktar Sodium Laureth Sülfate (SLS)  kullanıldığı aşikar zaten. Bakınız içerik listesinde 1,2 veya en iyi ihtimalle 3. sırada okuyunuz kendisini.

Alacağımız sabunun doğal ve temiz içerikli olduğunu maalesef ki reklamından veya ürünün üzerindeki adından ve etiketinden anlayamıyoruz. Bunu anlayabileceğimiz tek yer ürünün (kuvvetle muhtemel) arka kısmında yer alan içerik etiketi. Marketlerden, dermokozmetik mağazalardan bu alışverişi yapıyorsanız, defne veya zeytinyağı sabunu güzel tercihler olabilir. İçerik listesinde su, doğal yağlar (hindistan cevizi yağı, karite yağı, zeytinyağı, defne yağı, nemlendirme özelliği için gliserin, sabun tozu (NaOH), tuz (NaCİ) bizim okuduğumuzda anlayacağımız ifadeler olacak. İçerik listesi okuma yazımda detaylandırdığım maddelerden kaçınmaya çalışacağız. Katı sabunlardaki sabun yağının (var ise) bitkisel kaynaklı olmasını tercih edeceğiz, hayvansal kaynaklı olanları domuz türevi olabileceği oldukça yaygın şekilde dillendiriliyor. Katı sabunun PH i yüksek olduğundan kuvvetle muhtemel ellerimizi bir miktar kurutacaktır. Yaklaşık PH 9 gibi bir orandan su ile arındırıldığında geriye kalan PH 7-7.5 ellerinize etki eden kısım olacak. PH i 5.5 olarak üretilmiş katı sabunları da satışta görüyoruz ama bu ayarlamayı yapmak için de farklı zararlı kimyasallar kullandıkları ortada. 

Bu tarz bi alışveriş yaparken Sağlık Bakanlığı vs onayı aramak da çok anlamlı değil, çünkü kanunen minimum gereklilikleri karşılayan marka direk "Sağlık Bakanlığı onaylıdır" diye sanki ürünü dünyanın en sağlıklı ürünüymüş gibi reklamını yapabiliyor. İçeriğinde en az %10 organik madde olan ürün etiketine <organik> yazabilmeye hak kazanıyor. Ecocert ve benzeri standartlarda bu detaylar belirtiliyor. Ürün içeriğinde doğal yazıyor olması içeriğin tamamının doğal maddelerden oluştuğu anlamına gelmiyor kısaca. Faydali kimyasallar, asitler var biliyorsunuz ki ancak tabiki sabunlarda bu tarz yararlı kimyevi içerikler kullanılmıyor. Maliyet yükseldiğinde hepimiz rafın önünden hızlıca yürüyüp gideceğiz çünkü. Nihayetinde o bir sabun! 

Bir başka nokta da katı sabunun hijyenik olmadığı sorunsalı. Mecbur kaldığımız durumlarda, restaurant, avm gibi yerlerde sıvı sabun kullansak da ev halkından katı sabun konusunda bir zarar göreceğimiz konusu da pek aklıma yatmıyor doğrusu. Zaten sabun kendini yenileyen bir şey, dışarıda mecbur kalsam da evimde saf ve temiz bir sabun kullanmak içimi rahatlatıyor açıkçası.
Bir sabun için de başımızı ağrıttın diyenlere şu yanıtı vermek istiyorum. Belki şampuanı, deodorant ve kremleri günaşırı kullandığımız oluyordur ancak sabun ki tene günde onlarca defaya varan miktarlarda temas ediyor. Şimdi saçımıza sürdüğümüz şampuandan daha büyük bir özenle sabun seçmemiz gerektiğine ortak bir şekilde kanaat getirebiliriz sanıyorum ki.

Ben şahsım adına bu konuyu şu şekilde nihayete erdirdim: market ürünleri ile aman da hangi içerik vardı, ya da üretimden mi kalktı, kötünün iyisiydi onu aldım bunu almadım diyeceğime döndüm yüzümü Hatay a. El yapımı, köpüren ürünlerden uzak duran kişilere hitap edebilecek, 3-4 içerik ile üretilen, defne yağı, kül suyu, saf su, vb gibi kısa öz ve temiz bir liste ile misler gibi kokan ve kilo usulü satılan sabunlardan alıyorum ikişer kilo. Hem duş jeli yerine hem de lavaboda el yıkamak için iç huzurla kullanabilirsiniz. Bir miktar kurutur mu teni? belki kurutabilir ,(bu sorunu ben yaşamadım çünkü duş sonrası yağ kullanıyoruz)

Bu yazıyı anne- babalarımıza veya bir önceki jenerasyondan birine okusak bize söyleyecekleri tek şey: “demek sözüme geldin evladım” olurdu sanırım. Onlar herşeyin en iyisini bilir de, bizim anlamamız için zaman gerekmiş meğerse..

Sevgiler
Balbakım